29 Aralık 2017 Cuma

VAV HARFİNİN ANLAMI-VAV KOLYE

Çok severek aldığım ve kullandığım vav kolyemin anlamını merak edip araştırdım...
 Arapçadan başka  Farsça, İbranice ve Osmanlıca gibi dillerde de gördüğümüz vav, Arap alfabesinin 26. harfidir. Aynı zamanda “Ebced” hesabında “6” yı temsil eder. Bu da, kainatın yaratılışından imanın şartına kadar bir çok sırrı barındırır içerisinde…
Hattatların da en çok kullandığı ve yapmakta zorlandığı Vav, duruşuyla nam salmış bir harftir. Mesela şair de,
“Kulluğun manası vavdadır, elif uluhiyetin ve ehadiyetin simgesidir.
O yüzden Lafz-ı ilahi elifle başlar. Elif kainatın anahtarıdır, vav kainattır.”  demiş dizelerinde.

İlahi anlamıyla bilinen vav, bir yandan anne karnındaki bebeğin duruşuna benzetilirken bir yandan da secde etmiş insana benzetilir. Secde halindeki insan da kulluğu hatırlatır bize ve en çok da kimin kulu olduğumuzu hatırlatır…
Anne karnında bir bebek secdede bir kul. son nefeste sonsuz bir huzurdur vav. Her dem baş tacıydı hattatların ilk öğretilen ilk öğrenilen harf vav harfi. O yazılsa gelir peşinden diğerleri. Çünkü o harf ki her kelimeyi birleştiren bir araya getiren harf bir cengel gibi ayrı duran kanatları, hatları, sanatları sımsıkı birleştiren bir çengel. Rahlenin önünde heyecanla ustalık payesi bekleyen bir talebenin imtihanıdır vav harfi Çekilmezi en zor harf olduğundan dır bu. Çok maharetli, çok sabır isteyen bir harf. EBCED hesabında 6 demektir vav harfi. 6 amentüsü inanan insanın 6 yaradılışı hikayesi koca kainat işte bundandır kainatı temsil etmesi VAV harfinin. ALLAH c.c kelimesini karşılığı 66. Lalenin ki de öyle. Lale tek başına ALLAH c.c ismine temsil yeltenmiştir. Ancak VAV Harfi tek başına değil belki başka bir VAV’la beraber geldiğinde. İşte bundadır VAV’ın birliği dirliği beraberli haddini bilmesi bundandır.
Bir de Vav Hikayesi anlatılır ;
”  Osmanlı Devleti’nin en büyük hat sanatı ustalarından biri Hafız Osman, emekli olduktan sonra kafa dinlemek için o devrin en sakin semtlerinden biri olan Üsküdar’a yerleşir. Fırtınalı bir günde kayıkla Beşiktaş’a geçmek ister. Sahilden bir kayığa biner. Yol bitmek üzereyken kayıkçı ücretleri ister. Fakat Hafız Osman, yanına para almayı unuttuğunu fark eder. Tabii artık çok geçtir. Bir çare gelir aklına…Vav…
Kayıkçıya:
 -“Efendi, yanımda param yok, ben sana bir ‘vav’ yazayım; bunu sahaflara götür, karşılığını alırsın.” der.
Kayıkçı, yüzünü ekşitip söylenerek yazıyı alır. Bir zaman sonra kayıkçının yolu sahaflara düşer. Bakar ki yazılar, levhalar iyi fiyatlara alınıp satılıyor; cebindeki yazıyı hatırlar ve satıcıya götürür. Satıcı yazıyı alır almaz, ‘Hafız Osman Vav’ı’ diyerek açık artırmaya başlar. Sonunda çok iyi bir fiyata satar. Kayıkçı, bir haftalık kazancından daha fazlasını bu ‘vav’ ile kazanmıştır.Gel gelelim, bir gün Hafız Osman karşıya geçmek istediğinde yine aynı kayıkçıyla karşılaşır. Yol bitmek üzereyken ücretler toplanır. Hafız Osman da parayı kayıkçıya uzatır.                                      Kayıkçı:
-“Efendi, para istemez; sen bir ‘vav’ yaz yeter.” der.
Hafız Osman, tebessüm ederek cevap verir kayıkçıya:
-“Efendi, o ‘vav’ her zaman yazılmaz. Sen dua et, başka bir gün para kesemi yine evde unutayım…”
NETTEN ALINTIDIR....

12 Aralık 2017 Salı

KISSADAN HİSSE


Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Aksamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş...
Ikinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya basladiginda eve dönüyormus. Bir hafta boyunca bu tempoda çalistiktan sonra ne kadar agaç kestiklerini saymaya baslamislar.
Sonuç: Ikinci adam çok daha fazla agaç kesmis. Birinci adam öfkelenmis: "Bu nasil olabilir? Ben daha çok çalistim. Senden daha erken ise basladim, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla agaç kestin. Bu isin sirri ne?"
Ikinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: 
Ortada bir sır yok.. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.

"Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur. Delhi'deki ünlü tapınakta Sokrat'ın su sözü yer alır: 
"İnsan Kendini Tanı." Kendini tanımak, su anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir. Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.
(ALINTIDIR)...

4 Aralık 2017 Pazartesi

MAYDANOZ VE DEREOTUNU BİRLİKTE TÜKETİN!!!

Bu iki otun beraber yenmesi durumunda ortaya çıkan ”Glaziovianin A ”adlı madde vücutta tümör oluşumunu engelliyormuş... 


 Rus bilim insanları tarafından yapılan araştırmalar sonucu ortaya çıkan bulgu,kanserin önlenmesi adına çok ucuz ve herkesin ulaşabileceği maddeler kullanılması nedeni ile büyük ilgi ile karşılanmış...

Dolayısı ile maydanoz ve dereotunu tüketirken mutlaka bu 2 yeşilliği bir arada tüketmeye özen gösterin diyor uzmanlar...
  
Mutfaklarda genellikle bu ikiliyi birlikte kullanıyoruz,mesela çorbalarda,kısırda,dolmalarda...

Bundan sonra daha fazla dikkat ederek birlikte tüketelim...Bir tutam dereotu bir yetişkinin C vitamini ihtiyacının yüzde 40'ını, A vitamini ihtiyacının ise yüzde 43'nü karşıladığı anne sütünü artırdığı , Maydanozun ise içerdiği esansiyel yağlar aracılığı ile kalıcı iltihaplara karşı etkili olup,astım ataklarını azalttığı,romatizma ve eklem ağrılarına iyi geldiği bilinmekte...Bu ikili birlikte tüketildiğinde ise sağlık deposu haline gelmekte...