içimdeki ses etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
içimdeki ses etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Ocak 2019 Çarşamba

YOLUN SONU GÖRÜNÜNCE

Ä°lgili resim



Yazar Emma BOMBECK ölmeden önce yazmış;

"Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer;
Hastayken yatağa girer dinlenirdim.
Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim..
Gül şeklindeki pembe mumu yakardım..
Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim..


Kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı
akşam yemeğine davet ederdim..

Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer, şömineyi yakmak isteyen birisi olduğunda ona engel olmazdım.. Yerler leke olacak diye korkmazdım.. Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım..

Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim..
Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum..
TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım..

Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey..

Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla "Önce git ellerini yüzünü yıka" demezdim.. Onlara daha çok "seni seviyorum",
ondan da daha çok "özür dilerim" derdim..
Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey;
her dakikasını değerlendirmek olurdu..

Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme..
Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç..
Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar
ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi..
Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım..
Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için
şükredin.. Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor..
Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz.

Emma Bombeck

12 Aralık 2017 Salı

KISSADAN HİSSE


Bir ormanda iki kişi ağaç kesiyormuş. Birinci adam sabahları erkenden kalkıyor, ağaç kesmeye başlıyormuş, bir ağaç devrilirken hemen diğerine geçiyormuş. Gün boyu ne dinleniyor ne öğle yemeği için kendine vakit ayırıyormuş. Aksamları da arkadaşından bir kaç saat sonra ağaç kesmeyi bırakıyormuş...
Ikinci adam ise arada bir dinleniyor ve hava kararmaya basladiginda eve dönüyormus. Bir hafta boyunca bu tempoda çalistiktan sonra ne kadar agaç kestiklerini saymaya baslamislar.
Sonuç: Ikinci adam çok daha fazla agaç kesmis. Birinci adam öfkelenmis: "Bu nasil olabilir? Ben daha çok çalistim. Senden daha erken ise basladim, senden daha geç bitirdim. Ama sen daha fazla agaç kestin. Bu isin sirri ne?"
Ikinci adam yüzünde tebessümle yanıt vermiş: 
Ortada bir sır yok.. Sen durmaksızın çalışırken, ben arada bir dinlenip baltamı biliyordum. Keskin baltayla, daha az çabayla daha çok ağaç kesilir.

"Kendimizi geliştirmek, baltamızı bilemektir. Kendimize zaman ayırıp, yaşamımızı objektif bir bakışla gözden geçirmektir. Zayıf bulduğumuz alanlarımızı geliştirmek için çaba göstermektir. Bu, zihnimizin, ruhumuzun, karakterimizin güçlenmesi için olmazsa olmaz bir koşuldur. Delhi'deki ünlü tapınakta Sokrat'ın su sözü yer alır: 
"İnsan Kendini Tanı." Kendini tanımak, su anda olduğumuz noktayla olmak istediğimiz nokta arasındaki yoldur. Kendini tanımak, kendimizi nasıl gördüğümüz ile başkalarının bizi nasıl gördüğü arasında fark olmaması anlamına gelir. Bireysel ve iş yaşamımızda başarılı, mutlu ve doyumlu olmak istiyorsak, baltamızı bilemek için kendimize zaman ayırmalıyız.
(ALINTIDIR)...

23 Ekim 2014 Perşembe

GEÇMİŞTEN CUMHURİYETE UNUTULMAYAN ERZİNCANLILAR


17 Ağustos 2005 de kaybettiğimiz babam Gazeteci-Yazar Yunus Nadi AKIN 'ın eserlerinden biri...
Vefatından sonra adına açtığımız blogu ve kitabından açıklamalar için tıkkkkkk...
Kitabın telif hakkı saklıdır...Kitabı almak isteyenler  t.atesal@ hotmail.com a başvurabilirler...
teşekkür ederiz.....

6 Haziran 2014 Cuma

MUTLULUK

İnsanları mutlu etmek ve onların mutluluğu ile mutlu olmak gayreti içindeyim...Hayat felsefem budur...

17 Nisan 2014 Perşembe

ANA GİBİ YAR OLMAZ

Senai DEMİRCİ den harika bir eser...
Namazın hazzı ve güzelliği ancak bu kadar güzel anlatılır...
Yazarın sayfası için buyurun















27 Şubat 2014 Perşembe

GÖNÜL NE KAHVE İSTER NE KAHVEHANE

Kahve üzerine söylenecek o kadar çok şey var ki...
40 yıl hatırından , muhabbetinden hiç bir şey kaybetmeden günümüze kadar gelen kahve...
Gönül ne kahve ister ne kahvehane
Gönül sohbet ister kahve bahane
.........
Çay yanlızlıkların,kahve muhabbetin kalabalığın içeceği...

Kahvenin yanında bu şık kaşıklardan yemek de ayrı bir zevk...
Elit yapmış ister bitter,ister sütlü...
Tercih size kalmış...

24 Şubat 2014 Pazartesi

EN GÜZEL YEMEK BLOĞU ANKETİ SONUCUNDA BİRİNCİYİM


En Güzel Yemek Blogu Yarışması mı desek Anketi mi desek Blogdeposu böyle bir çalışma başlatmıştı...
Ayrıntılar burada....
32 yemek blogu arasında yapılan oylama sonucu toplam 372 oy kullanılmış olup,bunun 154 ü bloguma verilmiştir.Beni takip eden tüm dost ve arkadaşlarıma,izleyicilerime ayrı ayrı teşekkür ediyorum...
Sizlerin takibi ile varlığımı sürdürüyorum,sağolun,varolun...

4 Şubat 2014 Salı

TANITIM YAZIM


Merhaba Kıymetli İzleyenlerim,Blogcanlarım,Değerli Arkadaşlarım!!!
Ben Tülin ATEŞAL ,Çalışan,pişiren,ören bir anneyim hiç durmadan!!!
22, 17 ve 6 yaşlarında 3 çocuk annesiyim...TATESAL adımın baş harfi ile soyadımın birleşimidir.Özel bir manası yok...
2007 den bu tarafa bloguma emek veriyorum...Harkulade arkadaşlar edindim,Türkiyenin dört bir yanından ve dünyadan...
Mükemmel dostluklar kurdum....Sanal arkadaşlıklar menfaatten uzak,olduğu gibi,içten ve samimi...Hediyeleştik,buluştuk sıkıntılı günlerimizde birbirimize destek olduk,sevinçlerimizi paylaştık...Biz kocaman bir aile olduk...
Hergün merakla arar olduk birbirimizi ,bazan ufacık bir yorum mutlu etti bizleri bazan da minicik bir hediye paketi...Yüreklerimizi birleştirdik etkinlikler düzenledik,paylaştık....Ve paylaştıkça da çoğaldık...
İlk önce 2007 nin Kasımında aramıza katılan oğlum Kerem için açmıştım bu blogu onun ailemize verdiği mutluluğu paylaşmak adına...2 büyük ablası var Keremin (22 ve 17 yaşlarında) onların hayata kattıklarını da eklemek istedim...Sonra istedim ki kızlarıma tarif defteri olsun blogum...Evlenip yuva kurduklarında tarif defteri değil de annelerinin blogundan faydalansınlar, hem tarifi okusunlar hemde o günkü paylaştığım anıyı...Hatıra defteri ile yemek tarif defteri arasında birşey olsun...Ki öyle de oldu,çocuğum kadar emek verdiğim blogum dostlarıma,akrabalarıma,arkadaşlarıma rehber oldu,çok mutlu etti beni aldığım yorumlar...Talepleri oldu izleyenlerimin,özel açıklama beklediler...Tek tek cevap verdim,sıkılmadan zevkle...Hiç tanımadığım bloğu olmayan izleyicilerim oldu tüm özel günlerimde arayan,hatır soran...Ve hiç beklemediğim bir anda başka bir ilde beni tanıyıp yanıma gelerek siz şu blogun yazarı değil misiniz diyen , eşimi ve çocuklarımı hayretler içerisinde bırakan...Bunlar mutluluk veriyor tabiii,şevkle yazma isteği doğuruyor...Paylaştıkça azalan sıkıntılarım ve paylaştıkça çoğalan mutluluğum oldu bloğum ve takipçilerim....
Tatesal  Ana blogum
Veee
farklı konularda ayırdığım diğer bloglarım...
Birde Wordpress var yedekleme amaçlı...
Blogcudan başlayarak geldiğim noktadan çok memnunum.
Hepinizi çok seviyor,sağlık huzur ve başarı dolu güzel günler diliyorum.... 

*Bu tanıtım yazısını "EN İYİ BLOG " yarışmasını düzenleyen blogdeposu için hazırladım...

15 Kasım 2013 Cuma

YA RAB!


Allah'ım, senden yalvararak diliyorum;
 Ey gizliyi bilen! Ey göğü kudreti ile bina eden! Ey yeri izzeti ile döşemiş olan! 
Ey celalinin nuru ile güneşi ışık merkezi, ayı yol gösterici kılan! 
Ey her temiz nefse yönelen! 
Ey korkanların, gönlü temiz olanların korkusunu gideren! 
Ey yaratıkların ihtiyaçlarını ve dileklerini yerine getiren! 
Ey Yusuf'u kölelik boyunduruğundan kurtaran! 
Ey kulların ihtiyaçlarını zatına iletmek için aracı koymayan! 
Her dilek sahibinin müracaatını doğrudan doğruya kendisi dinleyen, karşılığını veren ve hiçbir yardımcıya muhtaç olmayan Rabbim! 
Sana gelenleri engelleyecek kimse yok kapında.
 Sen öyle bir Rab'sin ki; sana müracaat edip isteyenlere verdikçe hazinen azalmaz, 
dileyenlerin çokluğu cömertliğini azaltmaz, bilakis yağmur gibi yağar, yağdırırsın.
 Ya Rabbi!
 Peygamberin Hz. Muhammed'e (s.a.v.), O'nun ali ve ashabına sonsuz selam olsun. Duamı kabul et, istediğimi lutfet. Çünkü sen herşeye gücü yetensin!

10 Haziran 2013 Pazartesi

HESAPSIZCA


Hiç hesapsızca yaşamak istiyorum,ayrıntısız
Hiçbirşeyin hesabını yapmadan,plan yapmadan
Arkamdakileri düşünmeden,sorumsuzca
Net ve olduğu gibi ,sakin,ıssız,saf ve temiz


Hep düzenli olmaktan,rutinden sıkıldım
Yoruldum koşuşturmalardan biteviye
Ruh yorgun,beden yorgun ben yorgun
Hayat yordu,yorgunum ve yorgun



28 Ocak 2013 Pazartesi

KENDİME ÖĞÜTLER

Manolya dokunulmadan sevilen tek çiçektir....Neden mi ? Ağaçtadır çünkü çokkkkk yüksekte...ulaşılmaz,beğenilir ama dokunulmaz...emek ister dokunmaya,uğraş ister... uzaktan sevmek güzeldir onu ,dokunmadan,gönülden....ben bilmezdim manolyanın böyle ağaçta yetiştiğini taki görene kadar,kokusunu duyana kadar....Kıymetlidir kendince ta ki birisi ağaca çıkıp onu kırana kadar...
Bende çok kırılganım,manolya kadar...Manolya kadar hassas ,manolya kadar ulaşılmaz  ve belki de anlaşılmaz...Yorgun bir hayat savaşçısıyım,duygusal ve hassas...İnatçıyım burcum boğa kadar inatçı...Yükselenim terazi kadar titiz ve detaycı...O yüzdendir hayata fazlasıyla takılışım,ince ince sızlanışım....Halbuki akışına bırakacak kadar sabrım olsa hayatı ,ayrıntılarda gizli olanı açığa vurmayacağım...Kendime değer vermeye çalışacağım belki,değerlisin sen kendine,etrafındakilere ve sevdiklerine diyebileceğim...Değer vermezsen sen kendine hiç kimse vermeyecektir ,beklesende,ümit etsende...Sessizce üzülmeye devam ederken haberi olmayacaktır kimsenin,...,kimse yüreğinin sesini dinlemeyecektir...Hayat böyledir işte , almasını ,istemesini bilmeyene vermez...Sen istemesini bileceksin,inadını kıracaksın,gururu bir kenara bırakacaksın ve yılmadan,yorulmadan mücadele edeceksin...Göreceksin ki daha mutlu olmuşsun,daha rahat...nefes alışın bile değişmiş ,havanın kokusu bile...Kafanı eğmeden yürü,kaldır ve bak gökyüzüne ve etrafına,görerek bak,kendine pay çıkar...Nice zor durumda olanları gör ,senin sıkıntının ,anlamsız inadının , yersiz gururunun ne kadar boş olduğunu anla,anlamaya çalış....Şükret! Elindekilere,sağlığına şükret!Her zamanki gibi tedavi et kendini,düşsende kalk...Yıkılmadım,ayaktayım,dertlerimle başbaşayım ama başedebilirim de!....Evet başedebilirsin ve başetmelisin sonuna kadar,seni sevenlerin hatrına ölene kadar!!!!