Mutluluğu Yakala etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Mutluluğu Yakala etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

30 Nisan 2014 Çarşamba

ERZİNCAN ESENCE DAĞINDAN BAHAR MANZARASI

Erzincan İlimizin Esence (Keşiş) Dağından... 
Okumak isterseniz tıkkkk 
Baharda taşların arasından inatla açan çiçekler... 

24 Şubat 2014 Pazartesi

EN GÜZEL YEMEK BLOĞU ANKETİ SONUCUNDA BİRİNCİYİM


En Güzel Yemek Blogu Yarışması mı desek Anketi mi desek Blogdeposu böyle bir çalışma başlatmıştı...
Ayrıntılar burada....
32 yemek blogu arasında yapılan oylama sonucu toplam 372 oy kullanılmış olup,bunun 154 ü bloguma verilmiştir.Beni takip eden tüm dost ve arkadaşlarıma,izleyicilerime ayrı ayrı teşekkür ediyorum...
Sizlerin takibi ile varlığımı sürdürüyorum,sağolun,varolun...

25 Temmuz 2013 Perşembe

KURAN-I KERİMDEN KİŞİSEL GELİŞİME DAİR AYETLER



Binlerce yıllık insanlık birikiminin, tüm kişisel gelişim kitaplarının toplamının zerresi bile olamayacağı muhteşem kitap, Kur'an-ı Kerim'den, kişisel gelişime yönelik notlar:
               Hepsinde düşündüren,öğreten sırlar gizli...
İsra 37: Kibirli olma, alçak gönüllü davran.
Müddesir 1-5: Kendini fazla abartma.
Tekvir 25-27: Her şeyin üstesinden gelemeyeceğini asla unutma.
Bakara 156: Çaresizlik tuzağına düşme. Her zaman bir umut ışığı olduğunu aklından çıkarma.
Beled 5-6: Her şeye hakim olmak için uğraşıp hayatı yaşanmaz hale çevirme.
Hucurat 10: Büyüklük kompleksine kapılıp, insanları ezerek arkadaşlarını kendinden uzaklaştırma.
Muhammed 7: İyiliği karşılık beklemeden yap.
Rum 21: Tek başına mutlu olunamayacağını bil. Çevrenin mutluluğu için gayret göster.
Vakıa 83-87: Ölümden korkmak yerine, ölüm gerçeğiyle yüzleş.
Bakara 263: Yaptığın iyilikleri unut. Anlatarak onları kıymetsizleştirme.
Furkan 63: Sana yapılan kötülüğün karşılığını vermek yerine. Öfkenin dinmesini bekle.
İnşirah 1-3: Seni huzursuz edecek işlerden uzak dur. İhtirasını törpüle.
Maun 4-5: Eleştirinin keskin bir bıçak olduğunu unutma. Söyleyeceklerini iyi tart.
Mücadele 7: Hiçbir sırrın sonsuza kadar gizli kalamayacağını unutma.
Rahman 7-9: Çıkarcı olma. Adil davran.
Tekasür 1-2: Kibrine yenilip hep daha fazlasını isteyerek hayatını zehir etme.
Tevbe 40: En zor zamanda bile kesinlikle ümitsizliğe kapılma.
Fatır 19-22: Senden iyi durumda olanlara bakıp üzüleceğine, senden zor durumda olanları görüp rahatla.
Fecr 27-28: En sevdiğin şeyleri, başkalarıyla paylaşmanın keyfine var.
Hakka 33-35: Hayatının vazgeçilmezleri olsun. Onları küçük çıkarlar için asla feda etme.
Haşr 10: Muhatabına güvenmek istiyorsan, önce sen güvenilir ol.
Kalem 1-2: Yazdıklarının ve yaptıklarının peşini bırakmayacağını unutma. Gücünü insanların yararına kullan.
Münafıkun 4: Bencil olma, tebrik etmeyi bil.
Saff 2: Yalandan uzak dur.
Yusuf 32-33: Modern hayatın çarpıklaştırdığı kadın-erkek ilişkilerinin, hayatını esir almasına izin verme.
Ankebut 41: İyi bir dostun, paha biçilmez olduğunu aklından çıkarma.
Al-i İmran 92: İyilik yapma arzunu, şarta bağlama. Vermek almaktan daha büyük bir ihtiyaçtır, asla unutma.
En'am 50: Ön yargılarla hayatı kendine zehir etme.
En'am 60: Bildiklerinle açıklayamadığın şeyler, hayatının kâbusu olmasın.
Felak 1-5: Korkuların tutsağı olarak yaşamaktan vazgeç.
Hacc 46: Kendini, hep daha iyiye ulaşmak zorunda olduğuna koşullama.
İbrahim 42: Merhametli olmaktan asla vazgeçme.
İsra 23: Anne ve babana 'off' bile deme.
Nisa 149: Kendini sürekli övmekten uzak dur.
Yunus 12: Vazgeçilmez olmadığını kabul et.
Enfal 56: Sözünüzde durmamanın utanç verici olduğunu aklından çıkarma.
Furkan 43: Heveslerini kendine ilah edinme.
Necm 3: İnanma duygunu diri tut.
Nisa 58: Karar verirken, vicdanının sesini duymazlıktan gelme.
KAYNAK: http://www.mumsema.com/

6 Şubat 2013 Çarşamba

MUTLULUK YAŞADIĞINIZ ANDA



Mutluluk bize kendimiz kadar yakın ve bir o kadar da uzak...Benim gibi buda olsun mutlu olacağım,şuda geçsin mutlu olurum derseniz anı yaşamazsanız treni kaçırmış olursunuz...Murathan MUNGAN'ın bir yazısını paylaşmak istiyorum sizlerle...gerçekten bir çoğumuz bunu yapıyoruz....Hadi buyurun okuyun!!!
Yarın Kimseye Vaad Edilmemiştir.. Önce evlendiğimizde hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Evlendikten sonra, bir çocuğumuz doğduktan, hatta ardından bir tane daha olduktan sonra hayatın daha iyi olacağına inandırırız kendimizi. Sonra çocuklar yeterince büyük olmadıkları için kızar, onlar büyüyünce daha mutlu olacağımıza inanırız. Bundan sonra ergenlik dönemlerinde çocuklarla uğraşmamız gerektiği için öfkeleniriz. Kendimize, çocuklarımız bu dönemden çıkınca daha mutlu olacağımızı, yeni bir araba alınca, güzel bir tatile çıkınca, emekli olunca, yaşantımızın dört dörtlük olacağını söyleriz. Gerçek ise şu andan daha iyi bir zaman olmadığıdır. Eğer şimdi değil ise ne zaman? Hayatınız her zaman mücadelelerle dolu olacaktır. En iyisi bunu kabul edip, her ne olursa olsun mutlu olmaya karar vermektir. En sevdiğim sözlerden biri Alfred D. Souza'ya aittir. Der ki; "Uzun zamandan beridir hayatın -gerçek hayatın- başlamak üzere olduğu izlenimine kapılmıştım. Fakat her zaman yolumun üzerinde bir engel, öncelikle erişilmesi gereken bir şey, bitmemiş bir iş, hizmet edilecek zaman, ödenecek bir borç oldu. Sonra hayat başlayacaktı. Sonunda anladım ki bu engeller benim hayatımdı." Bu görüş açısı, mutluluğa giden bir yol olmadığını gösterdi. Mutluluk yoldur. Öyleyse sahip olduğunuz her anın kıymetini bilin ve mutluluğu, Vaktinizi harcayacak kadar özel biriyle paylaştığınız için ona daha fazla değer verin. Unutmayın, zaman hiç kimse için beklemez. Öyleyse, Okulu bitirene kadar, 100 milyar kazanana kadar, Çocuklarınız olana kadar, Çocuklarınız evden ayrılana kadar, İşe başlayana kadar, Evlenene kadar, Cuma gecesine kadar, Pazar sabahına kadar, Yeni bir araba, yada ev alana kadar, Borçları ödeyene kadar, İlkbahara kadar, Yaza kadar, Sonbahara kadar, Kışa kadar, Maaş gününe kadar, Şarkınız söylenene kadar, Emekli olana kadar, Ölene kadar....


MUTLU OLMAK İÇİN İÇİNDE BULUNDUĞUNUZ "AN" DAN DAHA İYİ BİR ZAMAN OLDUĞUNA KARAR VERMEK İÇİN BEKLEMEKTEN VAZGEÇİN. MUTLULUK BİR VARIŞ DEĞİL, BİR YOLCULUKTUR. PEK ÇOKLARI MUTLULUĞU İNSANDAN DAHA YÜKSEKTE ARARLAR, BAZILARI DA DAHA ALÇAKTA. OYSA MUTLULUK İNSANIN BOYU HİZASINDADIR Unutmayın "YARIN KİMSEYE VAAD EDİLMEMİŞTİR"
MURATHAN MUNGAN

4 Şubat 2013 Pazartesi

KENDİ AYDINLIĞIN SENİN İÇİNDE




Kaçırma gözlerini hayattan. Hep hayatın içinde olsun bakışların. Hep kendi içinde. Baktığın kadar varsın bu hayatta. Hatta sadece bakmakla da yetinme. Görmen de lazım. Görüp de bilmen, bilip de sevmen lazım. Hayatı kendi içinde, kendini hayatın içinde. Bir nefeslik molaları çok görme kendine. Arada bir karanlıkta kalsa da bir yanın, sakın pes etme..! Çekil kendi kabuğuna bir süre. Sadece içine bak. Kendi aydınlığın senin içinde. Ara ve bul..! Gerçeğin düşlerle bölünmesine, düşlerin gerçeğin altında ezilmesine izin verme.(Alıntıdır)...

24 Ocak 2013 Perşembe

MUTLULUĞUN EN AZ YARISI SİZİN ELİNİZDE


Hayatın ne zaman zorlaşacağı bilinmez. İyi günlerin yerini ansızın alıverir kötü günler. Kötü günleri atlatmanın yolu ise moralini yükseltmek için doğru yöntemi bulmaktan geçiyor. İşte size hayata daha mutlu bakmak için 10 yöntem...

MUTLULUĞUN EN AZ YARISI SİZİN ELİNİZDE

Bazen işler kötü gider. Herkesin hayatında iyi gün olur, kötü gün olur. Zor günleri atlatmak için, sorunların üstesinden gelebilmek için, insanın psikolojisinin de buna uygun ve güçlü olması gerekir.

Herkesin kendine göre bir pembe gözlüğü, moralini yükseltmek için bir yöntemi vardır. Ama başarılı olur ama olmaz. İşte size hayata daha mutlu bakmak için 10 yöntem...

1- Siyaha değil beyaza odaklanın
Son dönemde hayata pozitif bakmayı öğreten pozitif psikoloji kitapları çok satıyor. Hepsinin hareket noktası aynı: Bardağın dolu yarısını görün! Şikayet etmeyi, kesin pozitif duygular üzerine yoğunlaşın. Böylece Amerikalı psikolog Martin Seligman'ın 'öğrenilmiş çaresizlik' dediği 'kabullenme' tuzağına düşmeyin.

Olumlu yönlerinizin altını çizin, zenginliklerinizi, potansiyelinizi fark edin. Kaliforniya Üniversitesi'nde yürütülen bir araştırmaya göre mutluluğumuzun ve huzurumuzun yüzde 40'ı tercihlerimizin ve hayata bakışımızın sonucu. Kendi kendinizi telkin edin, gaza getirin: Önemli değil, iyiyim, aslan gibiyim...

2- Elinizdekine sevinin bir kere...
Moralinizi sıfırlamak çok kolay, kaybeden psikolojisine girmeniz yeterli: Dün bugünden çok daha iyiydi; x benden daha şanslı; hayal kurmak neye yarar zaten gerçekleşmeyecek... Bunlara zihin kirliliği diyorlar, elinizdekinin kıymetini bilmenizi engelleyen, ulaşılabilir hedeflere ve mutluluğa erişmek için harekete geçmenize mani olan 'bölücü ve yıkıcı' fikirler. Unutmayın: 1992 Barselona Olimpiyatları sırasında yapılan bir araştırma bronz madalya alan üçüncülerin, gümüş madalya kazanan ikincilerden çok daha mutlu olduğunu gösteriyordu. Çünkü ikinciler 'birinciliği kaçırdım' diye başarılarının tadını çıkaramazken, üçüncüler podyuma çıkmaktan mutluydular.

Yanlış karşılaştırmalardan kaçının. Mesela 'Şule ne kadar şanslı, okula arabayla geliyor' diye hayıflanacağınıza, 'Ben şanslıyım, kardeşim bir fakülte kazanamadı konfeksiyon atölyesinde küçük bir işe girmek zorunda kaldı' diye düşünün.

3- Arkadaş, illa iyi arkadaş
Bütün anketler aynı şeyi söylüyor: Ne para ne başarı tek başına mutluluk verir, önemli olan çevrenizdekilerle olan ilişkilerdir. Yalnız yaşayan insanlarda depresyon riskinin evli veya bir arkadaşıyla oturanlardan daha yüksek olmasının sebebi budur. Hatta arkadaş ilişkilerinin aileden bile daha iyi bir 'pozitif duygu kaynağı' olduğu söyleniyor. Ama dikkat arkadaş var, arkadaş var. Bunun bile istatistiğini çıkarmış araştırmacılar: Avusturyalı Ernst Gehmacher 'İnsanın kendini iyi hissetmesi için en az 4 (azami 12) sağlam arkadaşı olması şart; çok güvendiği, her şeyi (?) paylaşabildiği ve yardım alacağını bildiği arkadaşlar' diyor.

Yeni bir telefon defteri alın (daha doğrusu cep telefonunuzun adres defterini yenileyin) ve sadece gerçekten değer verdiğiniz insanları kaydedin. Sık ve düzenli haberleştiğiniz, birbirinizi gönülden arayıp sorduklarınızı...

4-Yaptığınız işe yoğunlaşın
Kısa vadeli de olsa, kendini iyi hissetmenin yollarından biri (hepimiz bunu yaşamışızdır) yaptığı işe iyice yoğunlaşmaktır. Zaman durmuş gibi olur, sorunlarımızı unuturuz. Amerikalı psikolog (adını boşuna telaffuz etmeyi denemeyin) Mihaly Csikszentmihalyi'nin flow (akış) dediği an budur. Peki bu 'mutluluk anı' nasıl yakalanır? Yetkinliklerimizle uyumlu (çok kolay olursa sıkılırız aklımız gezintiye çıkar, çok zor olursa büsbütün daralırız) bir aktivite seçerek...

İş ortamında akış yakalamak tatilde veya boş zamandakinden çok daha kolaydır. Bu tekrar gerektiren, monoton işler için bile böyle. Kendi kendinize gaz verecek şekilde hedefler koyun: Şu konuda nasıl daha iyi olabilirim? Daha az yorularak şu işi nasıl yapabilirim?

5-Çocuklar gibi oynayın...
Şirketlerin düzenlediği bir paintball oyununda düşmanını boya-kurşunlarıyla vurmak için canını dişine takarak kovalayan müdürünüze bakıp da 'ne salak herifmiş bu ya' diye düşünmeniz çok doğal. Ama oyunun her yaşta faydaları vardır. Araştırmalar oyuncuların sadece performansının değil, iyimserliğinin de daha yüksek olduğunu gösteriyor. Bir uzman 'Eğer oyun oynamaktan vazgeçersek zihnimiz mekanikleşir, adeta kurur' diyor; 'Oyuncular gerçekleri daha esnek olarak algılarlar, gerçeklerle oynamayı da severler. Eğer hayatı çok ciddiye alırsanız, eğip bükmekten vazgeçer, değiştirebilme fırsatını da kaçırırsınız'.

Eşinizle, çocuklarınızla, arkadaşlarınızla oyun oynayın. Kağıt oyunları, bilgisayar oyunları, Pictionary, Tabu... ne olursa!

6-Her gün bir işi bitirin
Pozitif psikoloji uzmanı Ilona Boniwell 'Zamanını iyi kullanmış olmanın verdiği mutluluk, insanın kendini iyi hissetme sebeplerinden biridir' diyor. Sürekli işini bitirememe, yetişememe hissi ise insanı mutsuz eder. Daha az çalışıp, kendine daha çok zaman yaratmak bir yöntem tabii ki ama bahaneye dönüşmesi riski var. Boniwell daha kolay bir yöntem öneriyor: 'Eğer her gün bir şeyi istediğimiz gibi sonuçlandırabilirsek, bir büyük projenin her gün bir küçük parçasını tamamlarsak, kendimizi çok mutlu hissediyoruz'.

Yani kendinize her gün için mümkün ve tutturması sadece size kalmış bir hedef koyun: Başladığınızın kitabı bitirmek, bir yemek tarifini denemek, kaç gündür masanızda duran radyoyu tamir etmek... Sonra da bir işi yapıp bitirmiş olmanın verdiği hazzı yaşayın.

7-Vipassana metodunu deneyin
Vallahi biz uzmanların yalancısıyız. Her 5 Amerikalı şirket yöneticisinden biri meditasyon yapıyormuş ve en çok uygulanan metod da Vipassana imiş. Yani 'derinlemesine görmek' ya da 'olanı olduğu gibi görmek'. Buddha'nın bu yöntemle Nirvana'ya ulaştığı söyleniyor. Burada yöntem beyni boşaltmak değil aksine çevredeki objeleri tam olarak ve olduğu gibi algılamak. Çanta sadece bir çantadır. Böylece açgözlülüğe, hasete, kıskançlığa, kızgınlığa bir son vermek. Yani daha az üzülmek.
Bu konuda piyasada bir sürü kitap var, kurslar seminerler var... Elçiye zeval olmaz!

8-Kötü durumdan faydalanın
Nietsche mi demişti 'Beni öldürmeyen güçlendirir' diye? Uzmanlar 'elastikiyet' diye bir kavram kullanıyorlar, 'insanın zor bir durumdan sonra yeniden toparlanma kapasitesi' anlamına. Dayanma, ile yaşamayı öğrenme hatta atlatma değil, 'faydalanma' yani yaşadığı zorluktan pozitif bir şey çıkarma. Her şeyi hazır bulan, bir eli yağda bir eli balda insanlar en küçük şeyden bile mutsuz olurlar, en küçük bir sorunu bile büyütürler. Oysa bir sıkıntı yaşamış ve bunu 'elastikiyet'leri sayesinde olumluya çevirmiş insanlar bunu başarmış olmanın verdiği mutluluk ve güvenle kendilerini daha iyi hissederler.

9-Temizlik teparisi uygulayın
İngiliz 4. kanalında How clean is your house (Eviniz ne kadar düzenli, temiz) diye bir programda 'cleaner therapist' diye bir takım insanlar ortaya çıkmıştı. Şimdi bu iş çok moda. Bu yeni kişisel koçlar 'Düzensiz bir yaşam ortamı stres ve sinir sebebidir. Karmaşa zaman kaybettirir, sabrımızı zorlar, moralimizi bozar' diyorlar.

Yani gereksiz eşyalara dandik manevi değerler yüklemeyin, atın gitsin. Size kötü hatıraları sürekli hatırlatmalarına, içinizi karartmalarına, sizi geçmişe döndürmelerine izin vermeyin. Temizleyin, atın... Aynı şekilde bilgisayarınızda, belgelerinizde, fotoğraflarınızda, cebinizin adres defterinde filan da sağlam bir temizlik yapın.

10-Hayatınızda yenilikler yapın
Psikologlar 'hedonist adaptasyon' diyorlar, insan gündelik küçük mutluluklara o kadar alışır ki, kıymetini bilmez. Keyif almak, zevk almak demek beyinde endorfin gibi zevk hormonlarının salgılanması demek. Oysa zamanla bu alıcılarımız dolar, zevk almaz oluruz. Her gün aynı şeyleri yapmaktan vazgeçin, her gün hoşunuza gidecek bir alışveriş yapamayacağınıza yahut her ay izne çıkamayacağınıza göre, hayatınıza yenilikler, yeni zevkler katmaya çalışın.
Bunlar çok basit şeyler olabilir... Mesela yarın sabah kahvaltınızı bir kazak giyip balkonda yapın, işe farklı bir yoldan etrafınıza baka baka gidin, 3 ayda bir salonun mobilyalarının yerini değiştirin vs vs...

Kaynak:kigem.com